
Esat DAŞDEMİR
Dr. Öğr. Üyesi / Asst. Prof.
İstanbul Gelişim Üniversitesi
İktisat / Economics
Güncellemeler
Dr. Öğr. Üyesi Esat Daşdemir'in yayın güncellemeleri (erişim için üzerine tıklayabilirsiniz):
This study investigates the relationship between inflation and consumption inequality in the Turkish economy. It utilizes data from household budget and consumption surveys conducted between 2002 and 2023. Lorenz curves and Gini coefficients were calculated to measure consumption inequality across various income and consumption groups, and these metrics are introduced to the literature. The findings indicate that increases in the consumption share of upper-income groups tend to coincide with periods of heightened inflation. The results further suggest that price increases in specific categories of goods and services can intensify consumption inequality within those categories. Based on the analysis of 12 goods and services groups in the Turkish economy, the presence of both absolute and relative inflation in a category is found to increase consumption inequality. In particular, relative price increases are associated with a more pronounced rise in inequality. While a one-unit increase in the inflation rate of a category raises consumption inequality by 0.12%, a relative increase in that category’s price raises it by 4.48%.
This study examines unfair competition among consumers according to wealth groups. The study hypothesizes that consumer groups with high income and wealth levels have a competitive advantage over consumer groups with low income and wealth levels, and therefore wealth inequality may create upward pressure on prices. Data from 37 Organisation for Economic Co-operation and Development member countries covering 2000–2022 were used in the analysis. According to the results of the analysis, increases in the wealth of high-wealth groups increase the inflation rate more severely.
Bu çalışma farklı mal ve hizmet gruplarına ait fiyatlardaki değişimlerin işsizliğe etkisini karşılaştırmalı olarak incelemektedir. Literatürde enflasyonun işsizliğe etkisini ölçen çalışmalar tüm ekonomiyi temsil eden genel enflasyon oranını dikkate almaktadır. Mal ve hizmet gruplarına göre ürünlerin fiyatlarındaki değişimin enflasyonu farklı yönde etkilediği görmezden gelinmektedir. Bu çalışma mal ve hizmet gruplarına göre ürünlerin fiyatlarındaki değişimin işsizliğe etkisini inceleyerek literatüre katkı yapmayı amaçlamaktadır. 2005 Ocak ve 2023 Ağustos dönemini kapsayan Türkiye ekonomisi verileriyle zaman serisi analizi yapılarak çalışmanın hipotezi kanıtlanmak istenmiştir. Ulaşılan sonuçlar mal ve hizmet gruplarının türlerine göre işsizlik oranını farklı şekilde etkilediğini göstermektedir. Elde edilen bulgular iktisadi ve sosyal politikaların planlaması aşamasında kullanılabilecek bilgileri içermektedir. Yapılan analiz sonucu genel tüketici fiyat endeksi ve gıda fiyat endeksinin işsizliğe etkisinde Phillips eğrisi geçerliyken; giyim ve ayakkabı fiyat endeksinde, haberleşme fiyat endeksinde ve eğlence ve kültür fiyat endeksinde Phillips eğrisinin öngördüğünün aksine işsizlikle doğrusal yönde bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu çalışma mülkiyetin ve sermaye sahipliğinin tabana yayılması konusunu gelir dağılımı ile ilişkilendirilerek karşılaştırmalı inceleme yapmıştır. Mülkiyetin ve sermaye sahipliğinin tabana yayılması, bireylerin fonksiyonel gelir dağılımından aldığı gelir türünü çeşitlendirmektedir. Bu iki unsurun tabana yayılması durumda fonksiyonel gelir dağılımındaki eşitsizlik, bireylerarası gelir dağılımını daha az etkileyecek ve bireylerin gelirlerindeki çeşitlilik toplumsal barışa katkı sağlayacaktır. Çalışma kapsamında gelir dağılımı ve servet dağılımı arasındaki ayrıma vurgu yapılmıştır. Akım bir değişken olan gelir dağılımı ve stok bir değişken olan servet dağılımı arasındaki ilişki sayısal olarak açıklanmıştır. Çalışmanın teorik söylemini sınamak için 2003-2018 dönemini kapsayan 15 ülkenin yıllık frekanslı verileri kullanılarak panel veri analizi yapılmıştır. Yapılan analizde mülkiyet ve sermayenin tabana yayılmasını temsilen, ülkelerin borsalarında işlem gören halka arz olmuş hisselerin piyasa değerinin hasılaya oranı kullanılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre borsada işlem gören halka açık hisse senetlerinin oranı arttıkça gelir dağılımı iyileşmekte, diğer bir deyişle GINI katsayısı düşmektedir. Bu sonucun Türkiye ekonomisinde daha yoğun olduğu, kullanılan kukla değişkenler ile tespit edilmiştir. Modelde kontrol değişkeni olarak kullanılan tüketim oranındaki artışlar ise gelir dağılımını bozmaktadır.Çalışma; ulaştığı sonuçlar, yaptığı tespitler ve sunduğu politika önerileriyle literatürde önemli bir boşluğu dolduracaktır.
Bu çalışma Türkiye ekonomisinde döviz kurunun gıda fiyatlarına etkisini gıda fiyatlarını genel fiyat endeksine oranlayarak incelemektedir. Elde edilen bulgular ışığında döviz kuru artışlarının gıda fiyatları ile ilişkisi ve bu ilişkinin yaratabileceği sorunlar değerlendirilmek istenmektedir. Son yıllarda Türkiye ekonomisinde döviz kurları benzer gelişmişlik düzeyindeki ülkelere göre çok daha dramatik bir şekilde artış göstermiştir. Bu artışların enflasyon oranına geçişkenliği gıda fiyatlarında diğer ürünlere göre daha çok görülebilmektedir. Bu durum toplam harcamalarında gıda ürünlerinin ağırlığı yüksek olan tüketicilerin alım gücünü daha çok düşürebilmektedir. Bu bağlamda döviz kurunun mal ve hizmet gruplarının fiyatlarına farklı düzeyde etki etmesi iktisadi gelir dağılımı başta olmak üzere pek çok ekonomik ve sosyal değişkeni etkileyebilmektedir. Çalışmanın hipotezini test etmek amacıyla Türkiye ekonomisi 1990 Ocak ve 2023 Mart dönemini kapsayan aylık frekanslı verileriyle Newey-West tahmincileri kullanılarak zaman serisi analizi yapılmıştır. Analizde gıda fiyat endeksinin genel fiyat endeksine oranı kullanılmıştır ve böylece gıda fiyatlarının genel fiyat artışlarına göre daha sağlıklı bir kıyaslaması yapılmıştır. Açıklayıcı değişken ise döviz kuru olarak belirlenmiştir. Ulaşılan sonuçlara göre gıda fiyatlarının gecikmeli değerleri gıda fiyatlarının cari değerini düşürmektedir. Dolayısıyla gıda sektöründe üreticilerin fiyatlara duyarlı olduğu ve fiyat artışları sonucu arzlarını artırarak piyasayı denge fiyat düzeyine götürdüğü söylenebilmektedir. Beklendiği gibi döviz kuru bağımlı değişkenle doğrusal yönde hareket etmektedir. Döviz kuru artışları gıda fiyatlarını diğer ürün gruplarının fiyatlarına göre daha fazla artırmaktadır.
Bu çalışma gelir gruplarına göre tüketici fiyat endeksi (TÜFE) hesaplanması konusunu incelemektedir. Tüketim alışkanlıklarının en büyük belirleyicilerinden biri gelir düzeyidir. Dolayısıyla gelir düzeyine göre bireylerin tüketici mal sepetleri de değişmektedir. Bu bağlamda gelir düzeylerine göre bireylerin karşılaştığı enflasyon oranları farklılık gösterir. Çalışma kapsamında Türkiye Cumhuriyeti ölçeğinde 2006-2021 yılları arasında gelir düzeyi düşük bireylerin daha yüksek enflasyon oranlarıyla karşılaştığı gözlemlenmiştir. Düşük gelir grubunda bulunan bireyler, yüksek gelir grubunda bulunan bireylere göre daha yüksek enflasyon oranları ile karşılaşmaktadır. Bu nedenle gelir düzeyi aynı kalsa dahi, gruplar arası enflasyon farklılığı nedeniyle düşük gelirli gruplar ile yüksek gelirli gruplar arasındaki yaşam standardı farklılığı açılmıştır. Sosyal politikaların planlanması aşamasında gelir dağılımının tespiti ve gelir eşitsizliği önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle çalışma kapsamında gelir dağılımı analizlerine alım gücündeki değişmelerin dâhil edilmesi önerilmiştir. Bu çalışma Gini katsayısına atıf yapılarak gelir dağılımı hesabında alternatif bir yöntem geliştirilmiştir. Bu yöntemin kullanılması için gelir gruplarını temsil eden tüketici mal sepetleri kullanılarak her gelir grubu için farklı TÜFE hesabı yapılmıştır. Çalışma TÜFE ve gelir dağılımı hesabına getirdiği yenilikçi eleştiriler ile literatüre katkı sunmayı amaçlamaktadır. Bu yönüyle çalışma sosyal politikaların belirlenmesi ve uygulanması aşamalarında politika yapıcılara referans olacaktır.
Özgeçmiş
İktisat alanında lisans, yüksek lisans ve doktora yapan Esat Daşdemir doktor öğretim üyesi olarak akademik kariyerine devam etmektedir. Lisans eğitimini Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesinde, yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesinde ve doktora eğitimini İstanbul Üniversitesinde tamamlamıştır. Yüksek lisansta "Asya Türk Cumhuriyetlerinin Ekonomik Bütünleşmesi" tezini ve doktora eğitimi sonunda "Halka açık şirketlerin kâr payı dağıtım davranışlarına etki eden faktörlerin analizi" başlıklı tezi yazmıştır. Çalışma alanları bölüşüm, enflasyon, maliye ve para politikalarıdır.